21 Ocak 2010 Perşembe

#14 - Blood Simple (1984)


Katil: Joel ve Ethan Coen
Suç Mahalli: Buz gibi Texas
Öldürme Nedeni: Büyük ihtimalle kalp krizi

Coen'ler Amerikan Bağımsız Sinemasının en büyük isimleri olarak anılıyorlar. Üstelik bu umurlarında da değil. Canları çektikçe arsız komedi filmleri (Intolarable Cruelty) çekmek ya da çok başarılı sayılmayacak yeniden çevrimler (Ladykillers) yapmaktan da uzak durmuyorlar. Ve insanlar ne derse desin, bildikleri gibi devam ediyorlar. No Country For Old Men ile sonunda büyük Oscar'larını bile aldılar. Ama daha öncesinde Barton Fink ve The Man Who Wasn't There ile Cannes'da aldıkları büyük ödüllerin yanında maket ödül gibi durduğu kesin. Çünkü kim ne derse desin, sanat adına yaşayan bir avuç dahi arasındalar ve geçen senenin en iyi filmlerinden biri olan A Serious Man'in son sahnesi bile hala bunun en bariz örneği. Tıpkı Fargo'da olduğu kadar yalın, ama içinizde büyüdükçe büyüyor ve sonunda hiçbir yere sığamıyor. Sanki bu dünyaya ait olamayacak derecede güzeller. Hemen hemen her biri.
Yazımızın konusu olan Blood Simple ise, tırnaklarıyla inşaa ettikleri bu kulenin ilk katı. Katıksız bir başyapıt olmak bir yana, yapılmış en etkileyici ilk filmlerden biri. Ve başka hiçbir filmlerinde olmadıkları kadar ciddiler. Açılış sahnesinde bile insanı hortum gibi içine çeken atmosfer filmin dudağı uçuklarla dolduran final sahnesine kadar geçmiyor. Ciddi oldukları kadar da komikler. Çünkü bu film tek bir şeyi anlatıyorsa, o da insanların birbiriyle iletişim kurmakta ne kadar zorlandıklarıdır. Çünkü çoğu zaman birbirini seven insanların, birbirini ne kadar anladıkları şüphelidir. Bu filmde insanlar birbirini konuşmadan anlamaya çalışıyor ve bu da eşsiz bir kara film örneğinin doğmasını sağlıyor. Bir yanlış anlama diğerini doğuruyor. Ve o da bir diğerini. Filmin diğer hiçbir cinayet filminde olmayan detaylarla dolu olması ise insanı altüst ediyor. Genelde öldürülüp bir kenara atılan cesetler, döküldükten sonra buharlaşıp uçan litrelerce kan, burada izleyenin alnına yapışıyor, adeta bir tutkal gibi. Cinayetin izlerini yoketmeye çalışmak demek, kanı ortadan kaldırmak demek. Ama kan öylece gitmeyi istemiyor gibi. Damardan çıktığı andan itibaren bir yılan gibi sürünüyor ve yayılıyor. Her yere. Silmeye çalıştıkça miktarı artıyor ve karakterleri boğmaya başlıyor. Kanı bir yana bırakalım, cesedin kendisi bile apayrı bir sorun. En basitinden acaba bu bir ceset mi? Bir metal parçası insanın canını bu kadar çabuk alıp götürür mü? Peki alıp çöpe atmak yeterli mi? Yoksa bir cesetten kurtulmak zannettiğimizden çok daha mı zor? Ortada kesinlikle paranoyak olmak için çok fazla sebep var, ve bu yüzden bu filmin bir eşi benzeri yok. Bugüne kadar izlediğim tonlarca cinayet sahnesinin arasında en gerçekçi ve en klişeleri altüst edeni bu. Bir insanın öldürülmesine hiç tanık olmadım, ama muhtemelen bu filmde gördüğüme çok benziyordur.
Texas'ın bir yandan kavuran, bir yandan insanı buz gibi yabancılaştıran atmosferi, ve Francis McDormand'ın bu genç haliyle çıkardığı kusursuz oyunculuk da filmin gücünü arttırıyor. Filmin finali ise zaten ritmi bozulmuş kalbimizin kanlanmasını iyice altüst ediyor. Burası daracık bir apartman, ve topu topu bir banyo var belki de. O rezil banyonun bu derece mükemmel bir finale ev sahipliği yapması sadece sinema zekası ile açıklanabilir. Çünkü Coen'ler gibi asla Amerikan film sektörünün en zenginleri arasında olamamış (ve olmayı da umursamayan) insanlar, ellerindeki malzemeyi varolan potansiyellerini bile üzerinde kullanmayı başarıyor. Bu film ise sinemaya adım atmak isteyen insanların bir nevi rehberi olmalı. Çünkü burada matematik düzgün işlemiyor, 2 artı 2 kocaman bir 10 ediyor.

4 yorum:

Travis dedi ki...

no country for old men'deki yazı-tura sahnesi kadar iyi bir gerilme de bu birikimin eseri olsa gerek

JE Androcoen dedi ki...

yazı-tura sahnesi gerçekten efsane ama bir yandan coen'lerin kara komedi üslubu kapsamında. bu nedenle zevkle ve heyecanla izleniyor. ama bu filmde olan biten şeyler gerçekten ortalama bir insanın kaldırabileceği gerilimin çok üzerinde. (her ne kadar no country for old men, blood simple dan pek çok anlamda daha iyi bir film olsa da.)

Adsız dedi ki...

güzel bir blog, okumaktan keyif aldım. umarım devamını getirirsin.

Film izLe dedi ki...

efsane bir film harika ;)