12 Ocak 2011 Çarşamba

#15 - Sud Pralad (2004)

Katil: Apichatpong Weerasethakul

Suç Mahalli: Tayland’ın kırsalı

Öldürme Nedeni: Bazılarını sıkıntıdan, bazılarını zevkten

Tayland’ın en ilginç ve itici taraflarından birinin 2 adet sansür kuruluna sahip olmaları olduğu söylenebilir. Bunlardan biri dünyanın pek çok ülkesinde değişik derecelerde etkili olan “toplum sağlığını ve ahlak yapısını bla bla bla” şeklinde makaslamakta olan, diğeri ise Tayland kralının kontrolündeki krallık kuruludur. Bu kurul da kafasına göre krala ve kraliyete karşı söylenebilecek her türlü söylemin önünü almakta. Bu koşullar altında Cannes’da altın palmiye almasının ardından Tayland’ın yaşayan en büyük yönetmeni olduğunu söyleyebileceğimiz Apichatpong Weerasethekul’un kendi filmlerinin hiçbirini birkaç kaçak gösterim dışında kendi ülkesinde gösterememesini daha anlayışla karşılarız. Bu bir yandan da üzücüdür, çünkü filmlerinin her biri Tayland insanı, kültürü, mitolojisi ve coğrafyası üzerine güzelleme şeklinde gitmektedir.

Tıpkı şu an bahsedeceğim bu güzide film gibi, hepsi kesinlikle sinema dışında herhangi bir şekilde anlatılamayacak hikayeler anlatmaktadır. Tropical Malady ise, her açında “öldüren film” etiketinin gereklerini karşılamaktadır. Filmin iki yarısı iki farklı hikayeyi anlatıyor gibi görünse de, bu Weerasethakul’un hikayesini değişik reenkarnasyonlardan geçirerek anlatma isteğinin bir sonucudur. Kırsal kesimde günümüzde başlayan eşcinsel bir aşk hikayesi, herhangi bir cinsel boyut kazanamadan, kaplana dönüşebilen bir şamanın hikayesi ile ortadan ikiye bölünür, ve yönetmenin kişisel hikayesini anlatmaya başlar. Çünkü çocuklardan biri aniden bir gün ormana kaçmış ve ortadan yokolmuştur. Diğeri aşkını aramaya ormana gider ve orman uçsuz bucaksız ağaçlıkları, geceleri ortaya çıkan ruhları, onunla iletişim kurmaya çalışan maymunları ve böcek sesleri ile onu kucaklar. Ama sorun sonunda bulduğu ruh eşinin onu parçalamaya çalışan bir kaplana dönüşmüş olmasıdır. Her şey büyük bir estetikle, aceleden ve sahte ışık kullanımından uzak geçer ki Weerasethakul’un izlemesi en zor filmi ortaya çıkar ortaya. Açılış sahnesindeki radyoda çalan thai pop şarkısı sırasında yaptığı minimal zoom bile her adımın ne kadar ince hesaplandığını bir göstergesidir. Ama bir yandan en kişisel olanı filmidir, çünkü kendi hayatının en zor ve karanlık bir döneminde adeta bir terapi gibi çekmiştir bu filmi. Elbette pek çok açıdan sansür kurulundan geçemeyen bu filmi de, yurtdışında değişik ödüller kazanır. Kendisi ise garip bir şekilde ülkesini, evini ve arkadaşlarını sevdiğini, başka bir yere gitmenin, başka ülkenin insanlarını anlatmanın ona göre olmadığını söylemektedir. Filmi izlediğim 1 yıl içinde gittikçe büyümesi ve diğer filmleri ile birleşerek kocaman bir sevgi yumağı haline gelmesi de belki bu yüzdendir; Weerasethakul o kadar uzak ve bize yabancı diyarların hikayelerini anlatmaktadır ki, bu kadarı çok çok az görülür.

1 yorum:

Film izle dedi ki...

Güzel bir film mutlaka izlenmeli :p